Yoda Yarasası
Dünyada nesli tükenme tehlikesiyle karşı karşıya olmayan tek canlı insanlar. Öte yandan, neredeyse her gün yeni bir canlı türüne keşfediliyor. Maalesef, keşfedildikleri andan itibaren, nesilleri tükenme tehlikesiyle burun buruna geliyor. İngiliz The Telegraph, henüz birkaç yıl önce keşfedilmiş olmasına rağmen yok olma tehlikesi yaşayan birbirinden ilginç 21 canlıyı tanıttı.
Papua Yeni Gine’de yaşayan ancak halen bazı türleri üzerindeki gizem perdesi aralanmamış olan meyve yarasaları, Uluslararası Çevre Koruma Programı tarafından 2009 yılında gözlemlendi. Yoda Yarasası olarak adlandırılan bu yarasalar Papua Yeni Gine’nin yüksek bölgelerindeki ormanlarda yaşıyor.
Şeytan yapraklı kuyruğu olan kertenkele
Uroplatus phantasticus olarak bilinen bu canlılar, 1998 yılında Madagaskar’da keşfedildi. Kırmızı, yaprak benzeri kuyruğa sahip kertenkele, ait olduğu türün 12 üyesinin en küçüğü.
Pinokyo kurbağası
Litoria sp. nov. adıyla bilinen komik burunlu kurbağa, 2008 yılında Endonezya’nın Papua eyaletinde keşfedildi. Pinokyo kurbağasının erkeği, dişisini çağırdığı zaman burnundaki çıkıntı uzuyor. Ancak hareketsiz olduğu zamanlarda kıvrık bir
Tavus kuşu çekirgesi
Bilimsel adı Pterochroza ocellata olan çekirge, Güney Amerika ülkesi Guyana’nın Acari Dağları’nda 2006 yılında keşfedildi. Tavus kuşu çekirgesi, tehlike anında, kendisini ölü bir yaprak gibi kamufle edebiliyor…
Tavus kuşu çekirgesi (Açılmış hali)
…eğer tehlike altında kalırsa bir anda gözleri parlıyor ve heyecanla zıplamaya başlıyor. Bu şekilde, saldırıya geçen büyük bir kuş kafasını andırıyor. Bu türün erkekleri, insan kulağının duyamadığı çok güçlü ultrasonik dalgalar yayabiliyor.
Goliath kuş yiyen örümcek
Theraphosa blondi adıyla sınıflandırılan dev örümcek, 170 gr ağırlığa ulaşabiliyor. Bacak uzunluğu ise 30 santimi bulabiliyor. 2006 yılında Guyana’da gözlemlenen dev örümcek, toprağın içindeki tümseklerde ve alçak arazideki yağmur ormanlarında yaşıyor. Kendisini başlıca diken gibi batan ve tüm vücutlarını örten tüyleriyle koruyan kuş yiyen örümcekler, zehirli azı dişlerine de sahip. Ama insanları ısırınca öldüremiyorlar.
İmparator akrep (Pandinus imperator)
25 santime ulaşan uzunluğuyla, dünyanın en uzun akrepleri arasında yer alan imparator akrep, başlıca Gana’da yaşıyor. Çok büyük olmalarına rağmen, karınca ve diğer küçük omurgasızlarla besleniyor. Korkutucu görünüme sahip olsa da, zehri insanları öldürmeye yetmiyor. Diğer yandan, dev akrebin zehri kalp hastalıklarına ilaç üretmek için araştırılıyor. Dahası, sadece morötesi ışıkta belli olan mavi kabuğu, katarakt hastalığının tedavisinde atılım sağlamak için inceleniyor.
Atewa dinozor örümceği (Ricinoides atewa)
2006 yılında Gana’nın Atawe Ormanı’nda bulunan örümcek, aynı zamanda yengece benzerliğiyle dikkat çekiyor. Erkekler, üreme organlarını bacaklarında taşıyor. Tam 300 milyon yıldır evrim geçirmediği düşünülen bu örümceklerin bugün 57 farklı türü yok olma tehlikesiyle karşı karşıya.
ET semenderi (Bolitoglossa sp. nov)
Ekvador’da 2009 yılında keşfedilen bu canlı, ağlarla çevrili ayak yapısıyla ormanların yüksek bölgelerine tırmanabiliyor. Akciğeri olmayan uzaylı semender, derileriyle solunum yapıyor.
Balık kancalı karıncası(Polyrhachis bihamata)
Kamboçya’da 2007’de gözlemlenen 1.5 cm boyundaki karıncalar, küçük boyutlarına rağmen oldukça tehlikeli. Kıvrılmış, kanca şeklindeki dikenleri, kuşları etini tarıp geçebiliyor. Ormanlarda ve ölü ağaçların gövdesinde yaşanan balık kancalı karıncalar, saldırı anında ordu düzenine geçiyor.
Parlak lapina (Paracheilinus nursalim)
2006 yılında Endonezya’da keşfedilen bu canlı, sahip olduğu canlı renkleri yanıp söndürerek dişileri kendisine çekmeye çalışıyor. Her öğleden sonra, akşam üzeri ve gece karanlığında, renklerini bir uyarı ışığı gibi yanıp söndürmeye devam ediyor.
Dişi karınca (Strumigenys tigris)
Papau Yeni Gine’de 2009 yılında gözlemlenen karıncalar, sadece 2 mm büyüklüğünde. Çok atik olmaları sayesinde, küçük omurgasız canlıları yakalayarak besleniyor.
Nyctimystes sp.
Yaklaşık 15 cm büyüklüğündeki dev ağaç kurbağası, sürekli açık gözleriyle Papau Yeni Gine’nin ormanlarında etrafı gözlüyor.
Chinchilla Ağaç Sıçanı (Cuscomys ashaninka)
Peru’nun güneydoğu bölgesinde 1997 yılında bulunan ağaç sıçanı, antik İnka kenti Macchu Picchu’ya çok yakın olan Vilcabamba Dağlık arazisi civarında yaşıyor. Açık giri olan ve geniş pençelere sahip olan ağaç sıçanı, ölen İnka’ların mezarlarına konuyormuş.
Yürüyen köpekbalığı (Hemiscyllium galei)
Endonezya’da 2006 yılında araştırmacıların önüne çıkan yürüyen köpekbalığı, adına rağmen yüzebiliyor. Ancak sığ bölgelerde yüzgeçleri üzerinde yürümeyi tercih ediyor.
Emici kedi balığı (Pseudancistrus kwinti)
Surinam’da 2005 yılında gözlemlenen bu canlı, ismini Coppename Nehri’nin yakınlarında yaşayan Kwinti kabilesinden alıyor. Sahip olduğu ağız yapısı, çok hızlı akan sularda bile iyi bir av yapabilmesini sağlıyor.
Duman renkli bal yiyici
Endonezya’nın Papua eyaletindeki Foja Dağları’nda bulunan bu ilginç canlı, 2005 yılında keşfedildi. Deniz seviyesinden 1,650 metre yükseklikte keşfedilen bal yiyicinin gözlerinin etrafı, turuncu renkli deriyle kaplı. Çiceklerin nektarını yiyerek beslenen bal yiyici, aynı zamanda böcekleri de avlayarak böcek popülasyonlarının dengelenmesinde önemli rol oynuyor.
Gola Malimbe (Malimbus ballmanni)
Gine’nin yukarı bölgelerinde yaşayan Gola Malimbe, 2003 yılında keşfedildi. Aynı zamanda Sierra Leone ve Liberya’da da yaşıyor.
Platycypha Yusufçuğu
Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nde 2004 yılında keşfedilen bu sinek, diğer türlerinden ayrı olan renklere sahip. Kongo Nehri civarında görülen sinekler, nehrin beş kilometre civarında sıkça bulunuyor.
Conservation International Blattodean (Simandoa conserfariam)
Gine’de keşfedilen bu ilginç böcek, 2002 yılında ortaya çıktı. Mağaralarda yaşayan meyve yarasalarının dışkısıyla beslenen bu böcekler, dışkının içindeki besinlerin geri dönüşümünü sağlıyor.
The RAP çekirgesi (Brachyamytta rapidoaestima)
Seri Değerlendirme Programı (RAP) tarafından Gana ve Gine’de gözlemlenen bu yeni keşfedilmiş avcı böcek, yaprakların altında gizlenerek küçük böcekleri ağına düşürüyor. Erkekleri, dişilerle ultrasonik dalgalarla iletişim kuruyor.
Kaynak: Teşekkürler
Emici kedi balığı benim leopar vatoza çok benziyor :)
YanıtlaSilVay be kuş yakalayan örümcek hiç görmemiştim paylaşım için teşekkürler.
YanıtlaSil